0 26 kişiye satılan 15 yaşındaki N.Ç.

/ Çarşamba, Şubat 23, 2011 /



‘Utanç davası’nda utandıran gerekçe

26 kişiye satılan 15 yaşındaki N.Ç.’nin davasında, N.Ç. ile birlikte olan erkek sanıklara hafif ceza verildi. Gerekçeli karara göre, küçük N.Ç., istemediği kişiyle beraber olmayabiliyor ve eyleminin ahlâki kötülüğünün farkında

2002’de 15 yaşındayken, iki kadın tarafından 26 farklı kişiye satılan N.Ç. ile ilişkiye giren, aralarında asker, memur, esnaf, öğretmenlerin de bulunduğu sanıklar hakkında verilen kararın gerekçesi tamamlandı. “Utanç davasının” gerekçeli kararında, N.Ç. ile birlikte olan erkek sanıklara hafif, N.Ç.’yi satan iki kadına daha yüksek ceza verilmesi konusunda, “İki kadının iffetsiz hayatı” gerekçe gösterildi.
Erkek sanıklara, cezaların alt sınırdan verilmesi konusunda ise N.Ç.’nin bir kişiyle istemediği için beraber olmadığı gibi örnekler sıralandı. Kararda, Adli Tıp’a göre, eyleminin ahlaki kötülüğünün farkında olan N.Ç.’nin para kazanmak için fuhuş yaptığı, manevi yönden olanlara karşı çıkabileceği belirtildi.
Mardin 1. Ağır Ceza Mahkemesi, babası yaşındaki kişilerle ilişkiye girmeye zorlanan N.Ç.’nin yaşadıklarına ilişkin utanç davasını, 8 yıl sonra 21 yaşına geldiğinde sonuçlandırabilmiş ancak, karar hayal kırıklığı yaratmıştı.
3İyi hal ve alt sınır 13 sanığı, 15 yaşından küçük çocuğun ırzına geçtikleri gerekçesiyle, alt sınırdan 5 yıl hapisle cezalandıran mahkeme, 6’da 1 oranında iyi hal indirimi yaparak, cezayı 4 yıl 2 ay olarak belirledi.
Mahkeme, N.Ç.’nin birden fazla kez ırzına geçen 11 sanığa da aynı maddeden alt sınırdan ceza verdi ve cezalarını 5’er yıl olarak belirledi. Bu cezayı “suçun birden fazla kere işlenmesi” nedeniyle 6’da 1 oranında artıran mahkeme, bu sanıklara da takdir indirimi uyguladı ve nihai cezayı 4 yıl 10 ay olarak belirledi. 18 yaşından küçük bir sanığa da 3 yıl 2 ay ceza verildi. 1 sanık ise eyleminin teşebbüs aşamasında kalması nedeniyle sadece 1 yıl 4 aya mahkum edildi.
3Kadınlara daha fazla Mahkeme, N.Ç.’yi pazarlayan ve kendileri de fuhuş yapan T.T. ve E.A.’ya ise farklı muamele yaptı. Diğer sanıklardan farklı olarak iki kadına, alt sınırın bir yıl üzerinde, 6 yıl ceza veren mahkeme, suçun birden çok kere işlenmiş olması nedeniyle yarı oranında artırım yaptı ve nihai ceza 9 yıl olarak belirlendi. Bu cezada iyi hal indirimi de yapılmadı.
Mahkeme bu kararlarının gerekçesini tamamladı. Gerekçeli kararda, iki kadına iyi hal indirimi yapılmaması konusunda, “İki kadının duruşmadaki olumsuz tavırları, kendi yaşadıkları iffetsiz hayatı 13 yaşında bir çocuğa da yaşatmak şeklinde gözüken olumsuz tutum ve davranışları göz önüne alınarak haklarında takdir indirimi yapılmamıştır” denildi. Kararda, N.Ç. ile ilişkiye giren erkeklerin eyleminin iffetli olup olmadığı konusunda ise yorum yapılmadı.
3Hepsi yalanladı ama Eski TCK 414. maddenin 1. fıkrasına göre, 15 yaşını bitirmeyen küçüğün ırzına geçenlere 5 seneden aşağı, ikinci fıkrasına göre ise şiddet veya tehdit varsa ceza 10 yıldan aşağı olamıyor. Mahkeme, yaptığı yorumlarla birinci fıkrayı uyguladı ve sanıklar, en az 5 yıl hapisten kurtuldu.
Mahkeme, N.Ç.’nin fuhuş için 26 kişinin yanına rızasıyla gittiği yorumunu yaptı. Mahkeme, sanıkların N.Ç.’ye yönelik eylemini “zorla alıkoyma değil rızaen alıkoyma” diye nitelendirerek cezayı alt sınırdan belirledi. Alıkoyma eyleminin cezasını 6 aydan 3 yıla kadar hapis olarak belirleyen mahkeme, buna göre de 7 yıl 6 aylık zamanaşımı süresinin dolduğunu belirtti ve bu suç yönünden tüm sanıklar kurtuldu.
3Ahlaki farkındalık Kararda, İstanbul Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulu’nun, N.Ç. ile ilgili raporu vurgulandı. Raporda, “Mağdurenin, mağduresi olduğu olayın ahlaki radaetini müdrik (Ahlaki kötülüğünün farkında olduğu) olduğu” ifadeleri yer aldı.
Kararda, olayın meydana geldiği 2002’de eski TCK’da, yeni TCK’daki mağdurenin ruh ve beden sağlığının bozulması halinde cezanın en az 15 yıl olacağına yönelik bir hüküm olmadığı anımsatıldı ve bu konuda bir rapora gerek duyulmadığı kaydedildi.
Ancak hukukçular, ruh ve beden sağlığının bozulduğuna yönelik rapor bulunması halinde, takdiren daha yüksek ceza vermek zorunda kalınacağını belirterek, rapor alınmamasını eleştirdi.
Kararda, Adli Tıp’ın, N.Ç. için yaptığı “bu olaylara ruhsal yönden karşı koymaya muktedir” yorumu anımsatılarak, “küçük kızın kendi iradesiyle para kazanmak amacıyla sanıklar T. ve E. ile irtibata geçtiği veya bunlarla irtibata geçen diğer sanıklarla ilişkiye girdiği anlaşılmaktadır” denildi.
Bu arada N.Ç.’nin avukatı Reyhan Yalçındağ, kararı temyiz edeceklerini belirterek, “8 yıldır mücadele veriyoruz ama 13 yaşında bir kızla ilişkiye girenler çok düşük cezalar alıyor. 13 yaşındaki kız rızasıyla bu işleri yapmış gösteriliyor” dedi.

Gökçer Tahincioğlu ANKARA
MİLLİYET GAZETESİ
21 Şubat 2011
http://www.milliyet.com.tr

1 "Dekolte Giyen Tecavüze Uğrar " diye buyurdu bir profesör...

/ Salı, Şubat 22, 2011 /

Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Ana BilimDalı Başkanı Prof. Dr. Orhan Çeker  taciz ve tecavüz olaylarıyla ilgili ne saçmalamış????:

‘SORUNUN ODAĞI KADIN’
“Sorunun odağında kimvar? Kadın var. Kardeşims en dekolte giyinirsen bu tür çirkinliklerle karşılaşman sürpriz olmayacaktır. Tahrik ettikten sonra sonucundan şikâyet etmen makul değildir. Bu konuda suçu işleyenleri savunduğum anlaşılmasın. Elbette işlenen suç son derece iğrençtir. Lakin bu suçun işlenmesinde dekolte ve tahrik edici kıyafetler giyinen kadının da etkisi küçümsenmeyecek kadar büyüktür. Bu konuda tabii ki erkek suçludur, ama kadının da suçu göz ardı edilirse meseleyi çözümde yanlış adım atmış oluruz. Bu olayda her iki taraf da suçludur.”

Prof. Çeker, “Öncelikle belirtmeliyim ki dinimizde böyle bir ceza yok. Bu, siyasi otoritenin kararı ile uygulanan bir ceza yöntemidir” dedi.


Ben de üstteki karikatürümü ve alttaki alıntıyı dimağlarınıza sunuyorum.Bu konuyla ilgili çizgilerim devam edecek...


"Bak evlat" dedi ihtiyar."Şu bahçede vişne toplayan kızlar hepsi senin bacılarındır.Dayı kızlarındır.Dayı kızların ,emmi kızların. Onlarla birlikte büyüdün sen, beşikleriniz yan yana kuruldu avlularda. Gönlünü ferah tutamıyorsan onlara karşı, hepsini karaçarşafa soksam da sen yine günaha girersin. Günah onların saçlarında değil senin yüreğindedir. "Kiraz ağacından yapılmış bastonuna dayanarak,zorlukla kalktı yerinden,kendine destek vermek isteyen torununu eliyle durdıurdu "Sen sevabı da günahı da yüreğinde ara."

               AYŞE KULİN
GENİŞ ZAMANLAR (Son Zamanlar)
Syf:51

0 "İNSANLIK YIKILMASIN" Karikatür Sergisi

/ Pazartesi, Şubat 14, 2011 /


Karar veriş aşamasından hazırlığına kadar herşeyin bir haftada tamamlandığı bir karikatür sergisi düzenliyoruz.Eee ne de olsa acelemiz var.Konumuz başbakan tarafından "ucube" olarak adlandırılan Mehmet Aksoy'un "İnsanlık Anıtı" adlı heykeli ve yıkılması kararı.

"İnsanlık Anıtı" yıkılmasın diyoruz ve sizleri sergimize bekliyoruz.

Yer: ODTÜ Kütüphanesi Sergi Salonu
Tarih: 14 Şubat 2011 Pazartesi 18:00
 
(Sergimiz 20 Şubat'a dek açık)

Sergide Eseri Bulunan Çizerler:

Aslı Yücel
Atilla Atala
Beti Gül Umuroğlu
Coşkun Göle
Çiğdem Demir
Elgin Akpınar
Emre Yılmaz
Firuz Kutal
Günberk Gülderen
Hayati Boyacıoğlu
Hülya Erşahin
Levent Elpen
Mete Arif Tokmak
Muharrem Akten

Sergimize destekte bulunan Mimarlar Odası Ankara Şubesi ve ODTÜ Güzel Sanatlar Topluluğuna teşekkür ediyoruz.

2 Ünlülerin Ünlü Bebekleri...

/ Pazar, Şubat 06, 2011 /


Ünlü çiftin bebeği anne karnındaki anılarını anlatan bir kitap yazacakmış!!!

0 Kle dergi...

/ Cumartesi, Şubat 05, 2011 /

Kle derginin yeni sayısı çıkmış,çok güzel bir sayı yazılarla ve resimlerle.Okurken 20,27,32,35,101. sayfaları işaretlemişim,demek ki çok sevmişim.
 


0 Adem ile Havva Kostümü

/ Cuma, Şubat 04, 2011 /


Bu maskeli,kıyafetli balolarda niye kimse Adem ile Havva kostümü giymez? Çok da kolay aslında ;)

0 Ben sana mecburum bilemezsin...

/ Perşembe, Şubat 03, 2011 /

0 İNSANLIK ANITI YIKILMASIN!

/ /

Kars’taki İnsanlık Anıtı ile ilgili olarak “Ucube” benzetmesi ile başlayan LİNÇ HAREKETİNİ vicdanen kabul etmiyorum…
 
“Çelişki ve savaş ortamının en fazla kutsandığı 20.nci asrın sonu ve 21.nci asrın başındaki genel dünya siyaseti içinde; barış içinde birlikte yaşama kültürü üzerine geliştirilebilecek, kabul gören ortak formüllerin geliştirilmesi olmazsa olmaz koşul haline gelmiştir.
 
Birlikte yaşam ve farklılıkların coğrafyasında; ortak yaşamın zenginliği esasına dayalı “empati” sanatı üzerine geliştirilen yaşam modeli, insanlığın geleceğinin garantisidir.
 
2011’lerin dünyası hoşgörüden yoksun bir süreç yaşıyor. Bu olumsuz süreci incelemek ayni zamanda çıkış yolu bulmak açısından da önemlidir. “Niyetin menzile” rehberlik edeceği kanısı ile yaşanan tüm olumsuzlukları olumluya dönüştürmek çok zor olmasa gerek!”
 
Kafkasya’da Barış, Türkiye’de Demokrasi ve İnsan Hakları temelinde;
 
BU ADALETSİZLİĞİ REDDEDİYOR, İNSANLIK ANITI İÇİN İMZA VEREREK YAŞATILMASINI İSTİYORUM…
 
Kampanya Öncüleri
Kafkasya Kültürleri Araştırma Merkezi (KAFKAS KÜLTÜR)
PolitiKARS.com

 

Arşiv

Bu Blogda Ara

 
Copyright © 2011 Çiğdem Demir, All rights reserved
Design by DZignine. Powered by Blogger